YEDİĞİN EKMEK İÇTİĞİN SU GİBİ! .. AZİZ OL SAYIN BAŞKAN

Âvâzeyi bu Âlemde Dâvud gibi sal
Bâki kalan bu kubbede bir hoş sadâ imiş
Bâkî

Hayat bir hikâye gibidir; önemli olan bu hikâyenin ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar güzel olduğu önemlidir. Bu yüzden kendisine ölümsüz bir hayat dileyen kimse iyi iş yapar ve hep iyi ve güzel söyler. İşi ve sözü hep iyi olur. Hep iyilik ve ihsan olur.

Ne kadar doğan varsa, ölmek için doğmuştur. Bak, insan doğdu, öldü; sözü kaldı; insanın kendisi gitti, adı kaldı. İnsandan insana, miras olarak, ancak söz kalır. Bu dünyaya istediğimiz gibi gelmedik, bu dünyadan istediğimiz gibi gidemeyiz. Ancak bazı insanlar vardır ki, yaşamları gereği istedikleri ya da amaç edindikleri şekilde gitmeyi mesela “şehid olarak” ölmeyi isterler, nihayetinde de bu gerçekleşir…

Ayakta ölmek diz üstü sürünerek yaşamaktan iyidir. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu dik duruşuyla ve inançlarını yaşamaktaki üstün gayretiyle herkesin takdiri ve teveccühünü kazandı. Kimin soyu babadan temiz ise, ondan memlekete iyilik ve fayda gelir. Beylik için insanın ilk önce asil soydan gelmesi gerekir; beğ cesur, kahraman, kuvvetli ve pek yürekli olmalıdır. O yiğit bir adam, güzel bir insandı. ”Mukaddes davalarda ölüm bile güzeldir” diyerek bu uğurda öldü.

Pek çok siyasetçinin menfaat karşısında büklüm büklüm oluşunun aksine kendisine siyasette önün açılması ve iktidara taşınmasının kolaylaştırılması karşılığında istenilen tavizleri vermedi. Yapılan teklifleri elinin tersiyle iteledi. “Bu el, yolsuzluğa bulaşmamış bir eldir. Ben temiz el ödülü almış bir kardeşinizim. Bu yolsuzluğa bulaşmamış el demek. Temiz siyasetçi dürüst ödülü almışım. Ömrün çile ile geçmiş cezaevlerinde kalmışım hiç ceza almamışım hücrelerde kalmışım hiç ceza almamışım. Ben kaderime küsmemişim ben devlete küsmemişim. İnandım inandımsa yaparım bedeli ne ise katlanırım demişim. Bu kadar yıldan sonra 55 yaşına gelmişim. Şimdi bu mücadeleyi daha sürdüreceğiz millet adına. 2 saniye sonrasına garantisi olmayan bir hayat yaşıyoruz. Böyle bir hayat için fırıldak olmaya değmez. Ben fırıldaklık istemem. Düz yaşayacağız, düz duracağız, düz yürüyeceğiz. Dik duracağız, doğru gideceğiz. Allah'ın izniyle hayatım boyunca hep böyle gittim. Allah'ın izniyle, olsak da milletle olacağız. Olmasak da, milletle olmayacağız. Yarın ahirette Allah, bize “Niye iktidar olmadın” diye sormayacak. Sorarsa “vermediler” deriz.”demişti.

Birilerine göre bu böyle sürüp gidemezdi. Engel görülen her şey, herkes bertaraf edilmeliydi. Bertaraf edilmeliydi ki kargaların ötmeye başlaması için bülbüllerin susması gerekliydi. Bu yüzden ömrünü milletine adamış yiğit insan kazaen öl(rül)dü. Milyonların başına kar yağdırdılar. Güler yüzlü güzel insanı susturdular. O, mükemmeli arıyor, kusursuz insan olmaya çalışıyordu. Herkese güler yüz gösteriyor, gülümsüyordu. Belki bazıları buna katılır ya da katılamayabilir. Ancak ben merhumu uzun senelerdir çok yakından tanıyan ve çok yakınından olan bir insan olarak bunları söylüyorum. Bunu gördüğüm buna inandığım için de yazıyorum.

O’nun garip bir şekilde ölümünden sonra, kendisinden nefret edenlerde bile sempatiye bürünmüş bir saygı ve muhabbet duyulmuş olması toplumun onu kendi vicdanı olarak görmüş olmasını işaret etmesi bakımından önemlidir. O’nu görmek ve anlamak istemeyenler nihayet; vefatında aziz milletimizin acı ve gözyaşları arasında yaşanan sevgi selinden anlamıştır ki, O, Türk Ulusunun sevgisine, kendisine olan inancına, layıktır.

İnsanlar her zaman kahraman olamazlar ama her zaman insan olabilirler. Ama bazı insanlar vardır ki onlar kahraman olarak doğmuşlardır. Kahramanlar, bütün olumsuzluklara rağmen, İmanlı, azimli, aynı zamanda kararlı ve gelecek adına mutlaka bir şeyler söylemek ve yapmak azminde bulunurlar.

Muhsin Yazıcıoğlu ümitle dopdolu olarak çevresine şevk ve heyecan verirdi. Muhsin Yazıcıoğlu, klasik manada bir parti başkanı değildi. O, aynı zamanda Cumhriyet döneminin en önemli karizmatik liderlerinden birisiydi ve liderlik O’na yakışıyordu. O, cesur, yürekli bir yiğit, azimli ve büyük ülkülere sahip bir insandır. Muhsin Yazıcıoğlu, onurlu bir mücadele vermenin, idealist duygular taşımanın eşsiz bir simgesidir.

Güzel olan sevgili değil, sevgili olan güzeldir. Güzellik, görenin gözündedir. Öyle bir ömür geçir ki; herkes ağlasın öldüğünde. Merhum Muhsin Yazıcıoğlu da vefat ettiğinde herkes ağladı ve büyük üzüntü duydu. Sevmek acı çekmektir der Aristo. Sevgi ne kadar büyük ise acılar da bir o kadar büyük olacaktır elbette.

Türkler Milliyetçileri, sonsuza dek Muhsin Yazıcıoğlu’nu minnetle anacaktır. O’nu her zaman her yerde mutlaka arayacak ve hatırlayacaktır. O’nun adına yapılacak olan her iyi iş ve güzel davranışı, onun sevenleri ve dostları her zaman takdir edip minnetle anacak ve şükran duyacaklardır…

Hayata en önemli şey kazançlarınızı kullanmak değildir. Bunu herkes yapar. Asıl önemli olan kayıplarımızdan kazanç sağlamamızdır. Bu zekâ gerektirir; akıllı insanlarla aptal insanlar arasındaki fark budur." Bunu neden söylüyorum diyecek olursanız; hemen açıklayayım; Devlet babanın temsilcisi durumunda olan köprü vazifesi gören kişilerin güler yüzlü ve sevgi dolu olmalarının yanı sıra merhametli olmak gibi erdemli, aynı zamanda vefalı olmak gibi bir sorumlulukları vardır.

"Nasıl kafa sayısı kadar düşünce varsa, kalp sayısı kadar da sevgi çeşidi vardır." Sultanbeyli Belediye Başkanı Sayın Hüseyin keskin Sivas Cumhuriyet Üniversitesinden mezun olmuştur. Dolayısıyla Sivas’ta kaldığı sürece Sivas’ın Mihr-i Vefa Suyunu içmiştir. Meşhur bir Sivas söylencesinde Mihri vefa suyunu içen insanın mutlaka Sivas’a ve Sivaslıya mutlaka vefa göstereceğine inanılmaktadır. “Acı kahvenin kırk yıl hatırı vardır” özdeyişinde olduğu gibi “yüksek tahsil yaptığı Sivas’ta yediği ekmeğin, içtiği suyun hakkını veren, Sayın belediye Başkanımızın gösterdiği vefaya teşekkür ediyorum.

Hüseyin Keskin Beğ’in “gençlerin mutluluğa gidecekleri yolda bir adres olarak “Muhsin Yazıcıoğlu Evlendirme Dairesi ve Nikâh Salonu” adıyla Büyük dava Adamı Merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun adını vermek suretiyle O’nu yâd etmiş olması, biz Sivaslıları, Muhsin Yazıcıoğlu’nu sevenleri, Onun eski dava arkadaşlarını ve Türk Milliyetçilerini fevkalade memnun etmiş, onurlandırıp sevindirmiştir.

Sayın Belediye başkanımız,

Sizin bu onurlu ve kadirşinas davranışınızı, Sivas’a ve Sivaslılara göstermiş olduğunuz büyük vefa örneğine (vefakârlığa) canı gönülden teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dilerim.

Sivaslılar nâmına
Muhsin Yazıcıoğlu adına
Yediğin ekmek içtiğin su gibi… aziz ol!.. Sayın Başkan