Bazı kaderler vardır. Hep birlikte yaşanır. Çünkü yazılışları aynıdır.
Bazı sözleri yazılanları okudukça, çizerleri gördükçe çok sevmeye başladım.
Bazı sözlere öyle hak verdim ki, hani anlatamam derler ya! Ben anlatayım.
Diyelim bir yönetici var ve annesini kayıp etti! Yani mevta!!
Bu evlat aman nasıl sevilirmiş ki, mevta olan annesine bir küfürler, bir küfürler?
Annesine söylenenlere üzülmemek elde değil ama bir gerçek varmış ki, bu evladı keşke doğurmaz olaymış. Neyse bu kadar laf yeter.
Peki, bir yönetici varmış diyelim ki, ne haktan anlarmış ne hukuktan.
Böyleleri için sevdiğim bir laf vardır ki, iyi öğrenilsin bakın ben dahi unutmuyorum.
Derler ki, bir kişiye koltuk ver, makam ver, cebine para koy! Sonra seyret varsa eğer mesebinin genişliğini gör? Ne hakaretleri duyar, ne küfürleri, ne bedduaları!
Peki, daha başka bir birileri vardır ki, bir arkadaşımın bana verdiği nasihati hep tutmuşum ve sevmişimdir. Diyelim bir gün bir cinsi kağıt üzerinde dişi yazan ama tam bir eşek olan kişiye “otu çeker köküne bakarlar” demiş. Tabi incelememin yanı sıra gördüm ki, kökü gerçekten bozuk. Hatta diyebilirim ki, ardan, namustan, hayadan uzak, suratsız tam bir eşşeoğlu eşek.
Diyelim ki, kimi cinsi boş, boynuzları kapıdan içeri aldırmaz tipler vardır ki, bunlar için sadece kitaplarda “aman ondan uzak durun Allah’a yakın olursunuz” sözü söylenir.
Kimi zırtaboz, malukat vardır ki, marifetini sormayınız?
En çok severek okuduğum bir söz var ki ona bitiyorum.
Ne mi?
Anlayana Sivrisinek Saz, Anlamayana Kös, Saksafon Az.